1961 yılında arnavutköy amerikan kız koleji'nden mezun olan ipek ongun, yazı yaşamına 1980'de yayınlanan mektup arkadaşları'yla başladı. onu kamp arkadaşları ve afacanlar çetesi adlı çocuk kitapları izledi.
bunları izleyen yaş on yedi ve bir genç kızın gizli defteri başlıklı yapıtlarıysa gençlik için yazılmış romanlardır.
gençlik romanlarından sonra, gençlere yaşama kültürü ve kişisel gelişim gibi konularda yardımcı olmasını amaçladığı bir üçlü yazdı. adları bir pırıltıdır yaşamak, bu hayat sizin ve lütfen beni anla olan bu kitapların ilki 1991 yılında tüyap'ta "altın kitap ödülü"nü aldı.
ayrıca gençler için yaptığı bu çalışmalar nedeniyle kendisine rotary kulübü tarafından "1995-1996 meslek hizmetleri ödülü" verildi. 1998 yılında da oriflame firması'nın 250.000 kişilik bir halk jürisine yaptırdığı anket sonucu yılın en başarılı kadın yazarı seçildi.
bu çalışmalardan sonra tekrar romana dönen ongun, bir genç kızın gizli defteri'nin devamı olan arkadaşlar arasında ve kendi ayakları üstünde'yi yazdı. daha sonra, sabah gazetesindeki yazılarını, 1999 kasımı'nda yayınlanan yarım elma gönül alma, 2001 yılında yayınlanan sabah pırıltıları adlı kitaplarda topladı.
eğlendirerek eğitime inanan ipek ongun'un eserlerindeki en belirgin özellik, gençlerin yaşamla gelen sorunlarına yardımcı olabilecek mesajlar vermesidir.
genç kitleye hedef alan yazılar yazan fakat imkânları bu kadar geniş ve problemleri bu kadar sığ gençlik bu coğrafyada mı yaşıyor sorusunu sordurtan yazar.
bir dönem her genç kızın elinde görülen, gerçekten insanlar bu kitaplarda kendilerini mi buluyor, kitaptaki genç kızın hayatından dersler çıkararak kendi yaşamına mı uyguluyor sorularını bana sordurtan, okunmasının zaman kaybı olduğuna inandığım romanların* yazarı
postmodern zamanların girdaplı sularında, apolitik teenager avlayan, yetersiz yazar . türkiye'de oldukça popülerdir. coğrafyamızın bilboard edebiyatına teslim olmuş, yüzeysel yazın dünyası içerisinde, ne kadar bilgi düzeyiniz düşük ve sığ yazarsanız o kadar popülersinizdir.
bütün sorunları tereyağından kıl çekme kolaylığında halleden bir serra var bu kitaplarda ki her eve lazım, çok işlevli isviçre çakısı mübarek.
bu kitapları okuyan gençlerimiz gerçek hayatta ki sorunlarla karşılaştığında ne yapıyor acaba. nasıl bir sukutu hayale uğruyor diye düşünmeden edemiyorum. maddi sorunları yok, anne ve diğer aile fertleri müthiş hoşgörülü anlayışlı bir serra, arkadaşını dertlerini alışveriş yaparak çözecek kadar derin aynı zamanda. erkekler pek okumuyor da, genç kızlarımızdan itinayla uzak tutulmalıdır.*
serra'nın günlüklerinden oluşan serisi depresyona bire birdir, güldürürken düşündürmez. 60larda gençligini yaşayan bir teyzenin 2000lerde gençligini yaşayan bir kızın günlüklerini yazma çabası, baş karakterin sürekli "kendimi çok yaşlı hissediyorum" , "annem ve arkadaşlarına benzedim" , "anneannemin cümlelerini kurmaya başladım" gibi laflar etmesine yol açmıştır. serra giydiği kıyafetlerden koltuk örtüsü seçimine dek adeta bir küçük ipek ongun gibi sırıtmaktadır romanın içinde. bir de sürekli istanbul' u çok seviyorum gibi laflar eder, lakin arnavutköy' de oturmaktadır, etiler ve nişantaşı' ndan başka nereyi görmüştür diye sormak isterdim kendisine.
her şeye rağmen ailecek ilgiyle takip ediyoruz kendisini.
her genç kızın yanılıp 10-13 yaş dönemleri arasında büyük bir şanssızlıkla en az bir kere okuduğu kitabın * yazarı, eğer genç kızımız şanslıysa diğer serilerini * okumadan o devreyi atlatabilir.
bir rivayete göre, eğitim sorunu olan kızlar ki genellikle güney doğu bölgelerinde yaşayanlar, ipek ongun'un kitaplarından insan ilişkilerini ve birçok görgü kuralını öğrenmişler. böyle şeyler belirten mektuplar yazıyorlarmış ipek ongun'a.
bir pırıltıdır yaşamak en akılda kalıcı kitabıdır zannımca. içinde enginar yemenin püf noktalarından ceket düğmesi dikme taktiklerine kadar her birşey mevcuttur. bana olan en büyük faydası ise şu milayarlarca çatal bıçak nasıl kullanılır davasını çözmeme yardımcı olmasıdır. böyle sanki genç kızlar için kurulmuş bir akademide onları "sosyete sunulmak üzere" yetiştiren yaşlı teyze imajına sahip bir yazardır kafamda. okunup okunmaması pek bi şey değiştirmez. her kitap dünyayı değiştircek diye bi kural yok iyiki.
bir pırıltıdır yaşamak ismimli kitabın yazarı. bu kitaptan milyarlarca çatal bıçak kaşıkla nasıl boğuşulacağını öğrendim. bu kitapta enginar yenenin inceliklerinden, ceket düğmesi dikmeye kadar bilumum bilgi elde edilebilir. genç kızları sosyeteye sunma akademisi gibi bişey kafamda, kostümlü dönem filmi (o ne demekse artk ) yazarı olması gerek zannımca.
Okulda hocaların tembel kızlara 'Hangi kitapları okudunuz bakiyim?' diye sorması sonucunda hepsinin 'İpek Ongun' cevabını vermesi dolayısıyla gıcık olduğum yazar.
80li yılların sonlarında doğmuş kızların katiyen affetmeyeceği kadın. çıldırmış gibi okurduk kitaplarını, aynı dönemden olanlar bilir,acayip bi ipek ongun okuma furyası vardı o zamanlar. meğer ne zaman kaybıymış.. içi ne boşmuş o kitapların.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.